Adana Akören'in Tarihçesi
Adana Akören'in Tarihçesi içeriğini okuyabilir, Gaziantep.com Sizin Adana kategorisinde yer alan Adana Akören'in Tarihçesi yazısını değerlendirebilir ve yorum yazabilirsiniz.

NEOLİTİK DEVİRDE AVREN:
Arkeolojik veriler incelendiğinde Akören ve çevresinin yazılı tarih öncesine dayanan bir geçmişi olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere Anadolu’daki en eski kent Akören’e 49 Km uzaklıktaki Çatalhüyük’tür. Çatalhüyük’te yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan buluntular M.Ö. 7000-6500 yıllarına kadar dayanmakta ve arkeoloji literatüründe neolitik çağ (Yontma taş ve Cilalı taş devri) olarak bilinen dönemi kapsamaktadır. Anadolu’nun en eski kenti olan Çatalhüyük’e çok yakın olan Akören’in geçmişi de çok eski tarihlere kadar uzanmış olmalıdır.

AKVİRANI OLUŞTURAN VİRANELER:
1- AKÇEŞME VİRANESİ: Bu yerleşim merkezi Akören’in 5 Km. kadar kuzey batısındadır. Burada yöreye adı verilen çeşme halen mevcuttur. Çeşmenin kaynağındaki su deposunun (havuz) mimari tarzına bakarak, bu yerleşim merkezinde gayri İslami devirlere ait bir yaşantının varlığı söylenebilir. Akçeşme günümüze kadar zaman zaman tamir restore edilerek korunmuştur. Çeşme civarı bugünde piknik ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Yine bu yörede (Kisecik taraflarında) tarihi bilinmeyen ancak Bizans devri Grek başlığı olan Korantlara, ayrıca İyon ve Dornızamı tiplerine rastlanmaktadır. 2- BAYINDIR VİRANESİ: Bayındır, Oğuzların sol kolu olan Üçokların Gökhan oğullarına ait bir boyun adıdır. Verimli bir arazi olan Bayındır viranesi bir Oğuz ve Selçuklu köyü kalıntısıdır. Akören’in buradaki su pınarlarından başka kaynak ve pınar suyu yoktur. 3- YUKARI YARIMCA VİRANESİ: Akören’in güney ve güney doğusunda bulunan koruluğun bitişiğinde olan bir iskân bölgesidir. Burada önemli sayılacak arkeolojik kalıntılar yoktur. Bu bölgedeki su depolarının mimari tarzı Osmanlı dönemine aittir. Bunda 200 – 220 yıl kadar evvel Yukarı yarımca viranesinde yaşayan halk susuzluk nedeni ile tamamen Akören’in şimdiki yerleşim bölgesine taşınmıştır. Akören’in Hacılar Mahallesinin tamamen bu bölgeden geldiği söylenmektedir. 4- AŞAĞI YARIMCA VİRANESİ: Yukarı Yarımca viranesi ile Aşağı Yarımca viranesi birbirine çok yakındır. Yalnız Aşağı Yarımca Yukarı Yarımca dan çok eskidir. Bu iki viraneyi birbirinden ayırt etmek için, yüzey şekli itibari ile biraz yüksekte olan kısma Yukarı Yarımca diğerine Aşağı yarımca adı verilmiştir. Aşağı yarımca daha geniş bir alanı kaplar ve verimlidir. Burası önceleri 50-60 hanelik bir köy iken sonraları büyüyerek genişlemiştir. Buradaki su deposu işini gören sarnıç kuyunun yapı tarzı Selçuklu tarzıdır. Mevcut sarnıç kuyu zamanla artan nüfusun su ihtiyacını karşılayamaz duruma geldiğinden halk ikiye bölünmüştür. Bunlardan bir kısmı Akviran’ın bugünkü bulunduğu mevkiye diğer kısmı da şimdiki adıyla Orhaniye olarak bilinen köyün bulunduğun yere yerleşmişlerdir. 5- ERTAŞ BOĞAZI VİRANESİ: Bugünkü Orhaniye (3 Kimse- İskise) köyünün 3 Km. kadar doğusundadır. Bugünkü May barajının batısındaki vadide doğu Romalılara (Bizans) ait yerleşim kalıntıları hala mevcuttur. Bunlar kalın duvarlı yıkıntılarıdır. Ertaş Boğazında yıllarca ikamet eden virane, halka vadi tabanındaki bu yerleşim merkezinin zaman zaman sel felaketleri yüzünden olumsuz sonuçlar doğması sebebi ile teraslara yerleşmenin daha uygun olacağını düşünmüşler ve yöre halkı dağılarak Orhaniye ve Akviran’a yerleşmişlerdir. Akviran’dan Ağalar Mahallesinin bir kısmını teşkil eden aileler (Ganioğulları ve Kadıoğulları) denen oymak Ertaş Boğazından gelmişlerdir. Bunlar Ertaş, Ersoy, Erharman ve Harmancı soyadını taşıyan ailelerin dedeleridir. 6- MİHRAP VİRANESİ: Burası gayri İslami devirlerden kalma bir yerleşim merkezidir. Burada bulunan işlemeli taşlarda Roma uygarlığının izleri vardır. Bu taşlarda üzüm salkımı ve şarap ayinlerini gösterir resimlere rastlanmaktadır. Bu viraneye Mihrap isminin verilmesinin asıl sebebi şudur: Rivayete göre; Osmanlı Ordusu Karamanoğulları üzerine yapılan seferde bu yerleşim merkezinde mola vermiş, gayri İslami devirlerden kalma bir taş Mihrap olarak kullanılmış ve ordu burada Cuma Namazı kılmıştır. Dolayısı ile viranenin adı bu taş dan gelmektedir. Diğer viranelerde olduğu gibi bu yörenin halkıda su yetersizliği nedeni ile Akviran’a yerleşmiştir. 7- KAYI BELENİ (KAYIDERESİ) VİRANESİ: Bugün hala aynı isimlerle anılan bu yerleşim merkezindeki halk daha öncede belirtildiği gibi Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyundandır. Bu yerleşim merkezi verimli fakat küçük bir vadidir. Toprakların gittikçe artan nüfusa kâfi gelmemesi ve birde komşuları olan Akçeşme halkının Akviran’a yerleşmesi nedeni ile burada bulunan Akviran’a göç etmiştir. VİRANELERDEKİ HALKIN AKVİRAN’A YERLEŞMESİ Sayılan bu yedi örenden meydana gelen insanların oluşturduğu (Kasaba) İçenin bugünkü durumu incelendiği zaman Selçuklu ve Osmanlı köylerinden arta kalan bir yerleşim merkezi olduğu görülürse de kesin olarak bir yerleşim merkezi oluşu 17. ve 18.yüzyıllara rastlamaktadır. Bunu arazi defterleri ve bugüne kadar devam eden vakıf belgelerinden anlamaktayız. Akviran’ın büyümesi ve gelişmesi. Dünya Savaşında sonra olmuştur. Bunun bir diğer sebebi de Bozkır İlçesi halkının ticaret amacı ile gelip geçerken yol uğrağı olması sebebi ile gelmeleri ve zamanla buraya yerleşmeleridir. AKÖREN’İN İLÇE OLUŞ VE TARİHÇESİ XVI. Yüzyıl Başbakanlık Arşivi ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün arşivlerinden anlaşılacağı gibi Akviran köyü Konya Sancağının Hatunsaray Kazasına bağlı iken Askerlik Şubesi olarak ta Askerlik işlemleri Seydişehir aracılığı ile yürütülmekte idi. Akören’e idari ve inzibatı kuruluşların gelişi 1912 yılında olmuştur. O zamanlar Akören Çumra İlçesinin bir köyü idi. 4 Ağustos 1914 yılında Akören Bucak olmuş ve aynı tarihte Belediye teşkilatı kurulmuştur. Akören’in İlçe olması için 1926 yılında girişimler olmuşsa da bunlar sonuçsuz kalmıştır. 1958 yılındaki girişimler sonucu Vilayetten İlçe olmak üzere olumlu karar çıkmıştır. Bu defa da 27 Mayıs 1960 İhtilali araya girmiş, İlçe olma isteği bir kez daha sekteye uğramıştır. Adli Teşkilat 1953 yılında Akören Bucak iken kurulmuş fakat 5 yıl hizmetten sonra 1958 yılında Çumra’ya kaldırılmıştır. AKÖREN’DEKİ TARİHİ ESERLER Akören tarihi eser yönünden oldukça zengindir. Yarımca mevkiinde Selçuklulardan kalma olduğu sanılan bir Sarnıç, Akçeşme mevkiinde mezarlar ve bunlara ait mezar taşları ile yine Selçuklulardan kaldığı sanılan bir köprü bulunmaktadır. Akören’in merkezi sayılan Çeşme Camiinin avlusunda bir su deposu bulunmaktadır. İlçenin kuzey batısında bir dağda savaş zamanında kazıldığı sanılan 4 tane bölmesi olduğu bilinen bir mağara bulunmaktadır. İlçedeki en eski yapı 1850 yılında inşa edilen Koca Camiidir. 1916 yılında Koca Çeşmenin ise Sillede oturan Rumlarca yapıldığı belirtilmektedir. Bugüne kadar Akören tarihi yeterince araştırılmamıştır. İnanıyoruz ki çevrede yapılacak arkeolojik araştırmalar ilçenin tarih öncesi ve sonrası dönemlerini aydınlığa kavuşturacak yeni bilgiler ortaya çıkaracaktır.Adana Akören'in Tarihçesi içeriği, 25 Ekim 2018 tarihinde BiAdana.Com sitesinin Keşfet bölümüne eklenmiştir.
DEĞERLENDİRME 3.0