Uykuya dalmakta sorun çekme, fazla uykuyu sürdürememe veya uykunun bile dinlendiremediği gibi şikayetler 'uykusuzluk' olarak tanımlanır.
Uykusuzluk kendi arasında iki grupta incelenir. Bunlar;
Akut Uykusuzluk Nedir?
Genellikle 1 gün ila 3 hafta sürer. Yabancı mekânda bulunma, durumsal stres, akut tıbbi hastalık veya ağrı, vardiyalı çalışma, kafein veya alkol kullanma nedenleri ile oluşabilir. Yanlış öğrenilmiş davranışlar ve uykuya dair kaygı duyma, (şartlanılmış uykusuzluk) gibi sebepler ile uykusuzluk kendi kendine kötüleştiren döngü üretmez ise genellikle zaman ile düzelir. Tedavide altta yatan neden çözülmelidir. Birkaç günden uzun süren uykusuzluklarda uzman hekim kontrolünde medikal tedavi başlanmalıdır. Stres azaltıcı teknikler önerilmelidir.
Kronik Uykusuzluk Nedir?
Birincil kronik uyku bozuklukları (tüm kronik uykusuzlukların yüzde 10–20 kadarıdır)
Kronik uykusuzluk 3 alt tipten oluşur. - Şartlanmaya bağlı veya psikofizyolojik uykusuzluk aslında uykusuzluk ve onun sonuçlarından korkunun yol açtığı bir anksiyete bozukluğudur.
- Uyku durumunu yanlış algılama polisomnografik olarak kaydedilen uyku ile hastanın algıladığı uyku arasındaki bir tutarsızlık
- İdiopatik uykusuzluk genellikle yaşam boyu sürer ve genellikle diğer nedenlerin dışlanmasıyla tanı konulur.
- Tedavide bilişsel-davranışçı tekniklerin uzun dönemde en iyi etkinliğe sahip olduğu gösterilmiştir.
İnsomnia Nedir?
İnsomnia, ya da uyuyamama hastalığı, bir uyku sorunudur. Uykuya dalamama ya da gece boyunca sürekli uyuyamama sorunlarını da içerisinde barındırır. Hastalar genel olarak, gözlerini birkaç dakikadan fazla kapalı tutamamaktan ya da yatakta bir o yana bir bu yana dönerek uyuyamamaktan sitem ederler.
Neler İnsomnia’ya Sebep Olur?
Biyolojik, sosyal ve psikolojik faktörler uyku problemlerini tetikler ve sürekli kılar. Gün içerisindeki uyanık kalma ve uyku ihtiyacı hissetme durumlarını kontrol eden vücudun sirkadyen ritimlerinde ya da 24-saatlik doğal vücut saatindeki değişimler biyolojik faktörlere örnektir. Sirkadyen ritimleri vücut sıcaklığına, ışığa ve fiziksel uyanıklık gibi durumlara karşı hassastırlar. Bu faktörlerin aşırı fazlalığı ya da aşırı derecede eksikliği durumlarında vücut; uykulu hissetmeye sebep olan melatonin gibi uyku-tetikleyici hormonları yeteri kadar salgılayamaz. Vardiyalı iş ya da sıklıkla yapılan yurtdışı seyahatleri gibi sosyal faktörler de; vücut-saatinin, bulunduğu ortamla oluşturduğu uyumu bozar ve uykusuzluğa sebep olur. Vücudumuz bu tarz değişikliklere yavaşça adapte olabilir. Psikolojik faktörler de
insomnia sebebidir. Uykuya yardımcı olmayan düşünceler (” bu gece asla uyuyamayacağım “) ve yataktayken saatin izlenmesi gibi davranışlar da kişinin uyku süresini ve uyku kalitesini azaltır. Bu faktörler çok çeşitli şekillerde etkileşim halindedirler. Öte yandan bazı insanlar uyku rahatsızlığı durumunu bile bile kendileri de geliştirebilirler. Bu duruma örnek ise yaşanan stres durumlarıdır, örneğin; duygusal bir ilişkinin bozulması gibi. Uykunun gelmemesine dair duyulan endişe de uykuya dalmayı güçleştiren bir başka durumdur. “Yine uyuyamayacağım” endişesini taşıyarak “bari yatağa erken gideyim” düşüncesi ya da gün içerisindeki “şekerlemeler” de uykusuzluğu tetikler. Zamanla uykuya yardımcı olmayan düşünceler ve davranışlar dediğimiz bu durumlar
insomniayı daha da kötü bir döngü içerisine sokan durumlardır.
İnsomnia Nasıl Tedavi Edilebilir?
CBT, insanların yataklarını; uyanık kalınan, kıpırdanılan, sağa sola dönülen ve “neden uyuyamıyorum” endişelerine kapınılan yer olarak görmelerinden ziyade uyunan bir yer olarak görebilmelerine dair eğitimleri içeriyor. Terapi aynı zamanda da insanların yaşam biçimlerini ve uyudukları çevreyi (yatak odanız) değiştirmelerine yardımcı oluyor, rahatlama tekniklerini öğreterek, uykuya yardımcı olmayan düşünceleri ve
insomniayı geliştiren inançları değiştirerek uyku problemlerini ortadan kaldırıyor. Terapi ile uyku problemleri %50 oranında azaltılıyor ve
insomnia belirtilerinin klinik düzeye çıkmasını engelliyor. Kısa vadeli kullanılan uyku ilaçları da (eş-dost-arkadaşın önerdikleri değil; doktora danışılarak alınan) insanların uyku problemlerini düzene sokabiliyor. Fakat uzun süre uyku ilacı kullanımı da ciddi hasarlara ve bağımlılığa sebep olabiliyor. İyi bir gece uykusu için, yataktan önce rahatlatıcı bir rutin geliştirin. Yatağınızda oturarak beklemeyin. Yatağınızın yanında bulunan ve gözünüze takılan saatinizi göremeyeceğiniz bir yere kaldırın. Bilgisayar, tablet, akıllı telefon gibi aşırı ışık veren aletlerin uykudan önceki kullanımlarını sınırlandırın. Bu durum; özellikle de twitter, facebook gibi sosyal medya kanallarında aşırı zaman tüketen ve uykusuzluktan yakınan bireylerin uykusuz kalmalarının sebeplerinden birisidir. Eğer uyuyamıyorsanız, kalkın ve rahatlatıcı birkaç aktivite yapın; örneğin kitap okuyun veya rahatsız bir sandalyede oturup televizyondaki en sıkıcı programı izleyin; bu durum beyninize, yatağın uyanık kalınan ya da endişe duyulan yer değil uyunması gereken yer olduğu bilincini yerleştirecektir ve uykunuzun gelmesine sebep olacaktır, uykunuz geldiği anda da tekrar yatağınıza dönün.