Gün içerisinde yüzlerce defa karar veriyoruz. Bazıları kendiliğinden, artık fark edilmeden verilen kararlar oluyor. Ancak girişimciler olarak iş, hayallerimizi etkileyecek kararlar vermeye geldiğinde en doğru kararları verebilmek adına kendimizi müthiş bir uğraş içerisinde buluyoruz.
Ve sürekli kararlarımız üzerine düşünüp duruyoruz.Ve kendimiz edip kendimiz buluyoruz.Ve endişeleniyoruz, yön duygumuzun bizi doğru yola sürüklediğinden, bu yön duygusunun her şeyi batıracağından emin olamadığımızdan, kararlarımızı yeniden ve yeniden düşünüyoruz. Kendinden endişe duymak, kendinize olan güveninizi parçalayabilir ve bir girişimci olarak sizi ileriye taşıyacak olan kararları verme yeteneğinize zarar verebilir. Hadi, bu yıkıcı davranışları kendimizden söküp atalım!
Moral ve etik olarak meydana gelecek alternatif sonuçlardan da memnunsunuzdur
Bu durum girişim ve girişimcilik dünyasında oldukça önemli bir davranış olacaktır. Elbette, kararlarınıza göre şekillenen en iyi senaryo gerçekleşirse mutlu olacaksınızdır. Fakat ya daha az ideal bir sonuçla karşılaşırsanız? Bu durum sizi moral ve etik olarak sorgulanabilir bir yere mi götürecek? Tabii ki moral ve etik, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir; one-size-fits-all standardı burada söz konusu değildir. Eğer bu noktada karşılaşacaklarınız ya da mecbur kalacaklarınız, hemen terler dökmeye başlarsanız, size çok doğru gelmeyebilir. Burada ihtiyacınız olan şey ise daha fazla alternatif düşünmek olmalıdır. İkinci defa düşünmek ve kendinden şüphe etmekte kesinlikle hiçbir sorun yok –sonuçta süper insan değiliz. Yalnızca endişe ve korkularınızın girişimci ruhunuzu azaltmasına izin vermeyin. Karar verme sürecinizi yeniden düşünün ve başarı yolunda olduğunuza emin olun!
Vermiş olduğunuz kararları neden verdiğinizin farkındasınızdır
Eğer kararlarınızı içinizdeki hislere hitap ettiğinden değil kulağa mantıklı geldiği için verdiğiniz konusunda kendinize güveniyorsanız muhtemelen başarı yolundasınızdır. Bowling Green State University araştırmacılarının yaptıkları son araştırmalar, rasyonel karar veren insanların karar verme konusunda, his ve içgüdülerine güvenerek karar veren insanlara nazaran, kendilerine daha çok güvendikleri ve ortakları-ekip arkadaşları tarafından daha kaliteli kararlar veren insanlar olarak görüldükleri gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Eski “Hislerine göre hareket et!” tavsiyesi artık yerini “Hisler iyidir ama onları karar verme sürecinde tek başına bırakma” tavsiyesine bırakabilir.
Doğru soruları sorduğunuz konusunda kendinizden eminsinizdir
Karar analizleri, kararlarınızın sonuçlarının değil, bu kararlara nasıl vardığınızın rehberliğini yapan bir disiplindir. Emekli Harvard profesörü Howard Raiffa, insanların öncelikle çözecekleri sorunun doğruluğundan emin olmak istediklerini savunuyor. Basitçe, eğer yanlış soruyu yanıtlamaya çalışıyorsanız doğru cevaba asla ulaşamayacaksınızdır. Kararlarınızı doğru çerçevelendirmek de, tüm tercihlerinizi ve mevcut bilgilerinizi değerlendirmek ve doğru karara ulaşabilmek açısından oldukça önemlidir.
Rahat Değilsinizdir/Endişelisinizdir
Büyük kararlar almak kolay olmak “zorunda” değillerdir ve zaten yeni bir işe başlamak da yapabileceğiniz en riskli şeylerden biridir. Yani, bu konularda endişeli hissetmeniz oldukça normaldir. Ayrıca, eğer kararlarınızdan %100 eminseniz yüksek ihtimalle duruma dahil olan tüm riskleri görmüyorsunuzdur. Girişimlerde her zaman büyük riskler bulunmaktadır. Hatalar yapacaksınız –hepimiz yaptık. Rahatsız hissetmek ve sürekli ikinci kez düşünmek sizin tedbiri olduğunuzu ve risklerin farkında olduğunuzu gösterir. Bunun anlamı, sizin bir şeyleri farklı yaptığınız ve kendinizi comfort zone dışarısına attığınızdır, ki büyük başarılar da tam da burada ortaya çıkar.
En iyi sonuçta tatmin olacaksınızdır/oluyorsunuzdur
En iyi case senaryonuzun gerçekleştiğini düşünelim –verdiğiniz kararın şekillendirdiği bu sonuç ile mutlu musunuz? Bazı görüşlere göre, bazen bize en iyi sonucu vermeyen kararları seçeriz ve bu aslında ideal sonuca bizi götürmeyecektir. Bir girişimde bu, “büyük karara odaklanmak” anlamına gelebilir. Bu kararın sonuçlarına dair her şey iyi gitse bile şirketinizde büyüme olmayacaktır ancak söz konusu “büyük karar” şirketinizi istikrarlı kılacaktır. Bu gerçekleştiğinde, problemi doğru olarak çerçevelendirmediğinizi ya da tüm seçenekleri elden geçirmediğinizi bileceksinizdir.