Adana halkının geçmişten günümüze değiştire değiştire bu hale getirdiği efsaneyi sizlerle paylaşacağız. İşte Yılanlı Kaya Efsanesi...
Yukarıda gördüğünüz resim YILANLI KAYA olarak bilinmektedir. Ve yörede burası ile ilgili farklı efsaneler anlatılır... En bilinen iki hikayeyi sizler için buraya bırakıyorum... Bir çoban varmış. Çobanın da bir tane kızı varmış. Kızın adı Gürlek. Babası ile Gürlek davar gütmeye gitmiş. Kız dağda babasından çiçek toplamak için uzaklaşıyor. Çocuk yar (uçurum) ın ucunda çok güzel bir çiçek görüyor, almak istiyor. Tam almak için uzanırken kocaman bir yılanla karşılaşır. Babasına bağırsa sesini duyuramaz. Çok uzaklaşmış. Aşağı atlasa parçalanır. Allah tan bir dilekte bulunur; “ Allah ım beni ya daş et ya guş” Yılan da, kızda taş olur. Kızın adı gürlek olduğundan o boğazın adını ise gülek boğazı koymuşlar.
Bir diğeri de;
Çok eski çağlarda Toros Dağları'nın tepesinde bir kral kızı yaşarmış. Dağların çevresi çok sık bir ormanla çevrili olduğu için buralarda dolaşmak tehlikeliymiş. Çünkü ormanda büyük bir yılan yaşadığı söylenirmiş. Kral da kızına sık sık çevreyi tek başına dolaşmamasını söyletmiş. Günlerden bir gün, kızın canı çok sıkılmış ve ormanda dolaşmaya karar vermiş. Bir süre gezdikten sonra dik ve sarp bir kayalığın üzerine oturarak Gülek Boğazı'nı seyretmeye başlamış. Birden büyük bir gürültü duymuş. Aşağı baktığında kayalıklardan yılanın geldiğini görmüş. Ne yapacağını şaşırmış. Kurtulamayacağını anlayınca: "Allah'ım, beni ejderhaya yem yapacağına burada taş yap daha iyi." diyerek dua etmiş. Kızın duasını kabul eden Allah hem kızı hem yılanı orada taşa çevirmiş.