Adana Tufanbeyli İlçe Belediyesi

Tufanbeyli İlçe olmadan önce Saimbeyli ilçesine bağlı bir bucak merkezi idi. Bu dönemde Höketçe ismini taşıyordu. 1 Nisan 1958 tarihinde Saimbeyliden ayrılarak Mağara isimi ile ilçe merkezi oldu.

Tarihçe 30 Nisan 1958 de belediye örgütü heyetmiştir. Mağara isimi 1967 seneye kadar devam etmiştir. Belediye meclisinin 15/02/1965 tarih ve 8 sayılı kararı ile Mağara isiminin değiştirilerek Cukurova Bölgesi Kuvayi Milliye Kumandalarından ve istiklal Harbi'nde bu etrafa büyük faydalıkları dokunan, Aydınoglu Osman Tufanbey'in yerine izafeten Tufanbeyli olması öneri edilmiş. T.B.M.M'ce Tufanbeyli olarak değiştirilmiştir. İlçe bu evreye gelinceye kadar üç isim değiştirmiş, bu isimlerin nereden geldiği araştırılmış ve aşağıdaki gibi izah etmiştir. Magaraisimi için üç söylenti vardır. Birincisinin Şar kraliçesiMariye'dengeldiği söylenir. Bunun ile ilgili net bir kayıt yoktur. İkinci görüş bu yerleşim merkezinin çevresi dağlarla çevrili olduğu için mağaraya benzetildiğinden dolayı bu ismi aldığı rivayet edilir. Fakat bu görüş çok zayıftır. Üçüncü rivayetin hikayesi daha farklıdır. İlçe halkı birkaç kabile halinde takriben bundan 300 sene kadar önce bir cinayet yüzünden Elbistan'ın Büyük Yapalak Köyü'nden gelmiştir. Bunlardan bir kabile şimdiki Çukurkışla Köyü yakınlarındaki mağaraya, diğer bir kabilede Şar Köyü yakınlarındaki bir mağaraya yerleşirler. Bu iki akraba kabile ara ara birbirlerine ziyarete gidip gelirlermiş. Bu gidiş ve dönüşlerde nereye gittin,mağaraya gittim, nereden geldin, mağaradan geldim derlermiş. Sonraları bu mağara kelimesi halkın dilinde şaka konusu dahi olmaya başlamış. Şakaları arasında birbirlerine hadi ordan mağaralı derlermiş. Daha sonra bu kabileler bir arada yaşamaya başlamışlar. Yerleşim merkezlerine de Mağara ismini vermişler. En kuvvetli rivayette budur. Daha sonra yukarıda anlatıldığı şekilde Tufanbeyli ismini almıştır. İlçe halkının nereden geldiği son zamanlarda kesin olarak bilen yoktur. Ancak dilden söylenerek gelen bilgilere göre bundan yaklaşık 300 yüz yıl kadar önce 30 kadar aileBozdağındangelmiştir. Halkın bir bölümü ise önce gelenlerden tahminen 30 yıl sonra Elbistan'ın Büyük Yapalak köyünden gelmişlerdir. Bir cinayet yüzünden oradan ayrılan bu kabilenin bir bölümü şimdi Çukurkısla diye bilinen yerde bir bölümü ise Şar Köyü yakınlarında bulunan mağaralara yerleşmişlerdir. Daha sonra İlçenin şimdi bulunduğu yere yerleşmişlerdir. Önceden anlatılan üçüncü söylentide olduğu gibi buraya mağara ismini vermişler. Büyük Yapalak'tan gelen ailelerde Sakar Süleyman ismindeki bir şahısta bir kaç aile ile Yamanlı köyüne yerleşmişlerdir. Burada bir süre kalıp çoğalmışlar. Önce Bozdağı'ndan gelenler biraz zayıf oldukları için Yamanlı'dakilerler birleşmek istemişler, müzakerelerden sonra Yamanlı'dan Hüseyin Ağa isimli ileri gelen birini getirip kendilerine bey yapmışlar. Yamanlı'da bulunan Büyük Yapalaklılar günün birinde salgın bir hastalığa yakalanmış, cok insan can vermiş. Bunun üzerine bu yerin uğursuz olduğunu ileri sürerek Yamanlı'yı ayrılmışlar ve kabile kabile gelip Mağara'ya yerleşmişler. Yamanlı'dan gelenlerle beraber burayı büyük yerleşim merkezi haline getirmişler. Şar (Comana) Tufanbeyli İlçesi hudutları içerisinde kalan Comona (Şar Köyü)'nın tarih sahnesinde ehemmiyetli yeri vardır. İlçesi en ehemmiyetli tarihi kalıntıların bulunduğu Şar Köyü'nde Roma, Bizans ve Hitit dönemlerine ait kalıntılar bulunmaktadır. Bunlardan ayakta olanlardan bazıları Ala Kapı, Kırık Kilise ve Antik Tiyatrodur. Tufanbeyli Hitit döneminin ehemmiyetli merkezlerinden biridir. Kizzuwatna Krallığınin en ehemmiyetli merkezlerinden olan Comona o dönem için dini bir devlet niteliğindeydi. iç işlerinde bağımsız dış işlerinde ise Hitit Krallığına bağlı olan bu dini gücü olan devlet döneminde ehemmiyetli olaylar akım etmiştir. Hitit Kralları insanlar üzerindeki tesirini yükseltmek için Kizzuwatna Krallığından kızlarla izdivaç ederler ve bu dini gücü kullanırlardı. Tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş anlaşması Hitit Kralı III.Hattuşili, Mısır Firavunu II.Ramses ve Hitit Kralının eşi (Kizzuwatna Kralının kızı- Puduhepa) arasında imza edilmiştir. Buradan hareketle Tufanbeyli ve etrafının tarihteki ehemmiyetli yeri bir sefer daha ön tasarıya çıkmaktadır. Kraliçe Puduhepa: Puduhepa, çok enteresan bir şahsiyettir. Hititlerde babaerkil toplum sistemi, gerçi araştırmalara göre, Hattiler'den etkilenerek onlardan aldıkları Tawanannalık (anakraliçe) sistemiyle yumuşamaya başlamıştı, ancak Puduhepa Hitit Ülkesine kadın eşitliğini ve haklarını getiren Kizzuwatnalı bir rahip kızıydı. III.Hattusili Kades Savaşı dönüşünde Lawazantiya'ya gelmiş ve Puduhepa ile izdivaç etmiştir. Araştırmalara göre, Puduhepa açıkgöz bir kadındır ve bir müddet sonra kralın tüm işleriyle ilgilenen tutkulu biri olacaktır. III.Hattusili'nin bu evliliği yapmasında bir takım siyasi çıkarlarının olduğu ile ilgili görüşler vardır. Puduhepa'nın en dikkat çekici özelliklerinden birisi, Hattusa'da kralın üzerinde kurduğu politik otoridedir. Bir hayli konuda, bilhassa de, devlet işlerinde kocasını hypokondiac yapmış ve onu bir kenara iterek tüm işlerle kendisi ilgilenmiştir. Her konuda söz sahibidir; yolsuzluk davalarına bakmak, doktor atamak, fal baktırmak, tanrılara adaklar sunmak, diğer ülkelerle yazışmak gibi bütün konular onun tekeline girmiştir. 16 yıl sonra bir devlet anlaşmasına damga basan tek kraliçe de Puduhepa'dır. Puduhepa'nın imzaladığı bu andlaşma Kadeş andlaşmasıdır. Bu andlaşmadan sonra, Mısırla ilişkilerin geliştirilmesinde kraliçenin gayretleri yadsınamaz.