Şaşkınlık, mutluluk, sorumluluk, önlerinde beliriveren bu süreci iyi yönetip yönetemeyecekleri endişesi...
İşte çocuklarının üstün yetenekli olduğunu öğrenen anne-babaların his kokteyli. Uzman Klinik Psikolog Cansu Torun’dan aldığımız görüşlerle bu durumdaki ebeveynlerin duygularına ve önlerindeki sürece mercek tuttuk.
Aile gündemine bomba gibi düşebiliyor
Psikolog Cansu Torun’a, çocuklarının üstün yetenekli olduğunu öğrenen ebeveynlerin ilk duygusal tepkilerinin neler olduğunu ve hangi tepkilerin normal olduğunu sorduğumuzda, aldığımız kapsamlı cevap genelde verilen tepkilerin birbirine çok eş olduğunu ortaya koyuyor: “Anne-babalar, çocuklarının üstün yetenekli olduklarını öğrendiklerinde, bu durum aile gündemine bomba gibi düşebiliyor. Aslında bu durumun öğrenilmesinin öncesinde yaşanan süreç var: Anne-babalar çoğunlukla kendi gözlemleri ve/veya öğretmenlerin gözlemleriyle çocuklarının üstün yetenekli/zekalı olabilme ihtimali üzerinde düşünmeye başlıyorlar. Bu süreçte ebeveynlerde merak duygusu ağır basıyor. Ardından,
zeka testi yaptırma kararı alıp bir uzmana başvurduklarında -çıkacak mümkün sonuçla bağlantılı olarak- zihinde sorular başlıyor ve kaygılanabiliyorlar. Sonucu duyduklarında şaşkınlık ve/veya kısa süreli bir mutluluk yaşadıklarını gözlemliyorum. Çünkü her anne-babanın hayali olan ‘zeki bir çocuğa sahip olma’ durumu bu ebeveynlerde onaylanmış oluyor. Ama çocuğunun üstün yetenekli/zekalı olduğunu öğrenmek, ebeveynlere panik ve telaş yaşatabiliyor. Benim çocuğum farklıysa, neleri farklı yapmalıyım? Nasıl bir eğitim alması gerekir? Hemen karar vermeliyiz, çok önemli… gibi sorular ve düşünceler zihni fazlasıyla meşgul edebiliyor.”
Çocuğa yansıtmamak için kendinizi denetim edin
Bu süreçte ebeveynlerin duyguları nasıl deneyimledikleri, hangi duyguyu deneyimlediklerinden daha önemli: “Ebeveynlere önerim yaşadıkları duygularının farkında olmaları ve bu duygularını çocuğa yansıtmamak için kendilerini sık sık denetim etmeleri” diyor Torun.
Çocuğunuzu iyi tanıyın
Peki bu süreç nasıl sağlıklı biçimde yönetilebilir? Çocuğunuzun üstün yetenekli olduğunu bilgisini öğrendiğinizde, ilk yapmanız gereken çocuğunuzun zeka seviyesinden ziyade, güçlü becerilerinin ve daha az güçlü becerilerinin neler olduğuna odaklanmak. Çünkü durumun sağlıklı yönetilmesinde sizlere yol gösterici olacak tam da bu: çocuğunuzun iyi olduğu alanlar. Çocuğunuzun güçlü yanlarının farkına vardığınızda neyi bilmeye ve keşfetmeye ihtiyacı olduğunu anlamanız ve onu yönlendirmeniz daha basit olacaktır.Çocuğa söylemeli mi?Bu durumda, yönetilmesi gereken bir diğer mevzu, bahis da, hayatınızdaki bu yeni gelişmenin çocuğa nasıl yansıtılması gerektiği. Psikolog Cansu Torun çalışmanın sonucunu çocuğun da bilmeye hakkı olduğunu düşünüyor. “Düşünün içinizde bitmek bilmeyen bir
keşfetme isteği, merak ve tutku var, bunun kaynağını da merak etmez miydiniz? Ayrıca birçok uzman yapılan değerlendirme öncesinde çocuğa anlatırken ‘senin nasıl daha iyi öğrendiğini anlamak için bazı çalışmalar yapacağız’ diyor. Bu sebeplerden ötürü, çalışmanın sonucunu çocuğun da bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Öğrenmesi gerekenin ne olduğunu tartışabiliriz. Çocuğa skorlarını veya zeka seviyesini söylemek yerine ‘görerek mi duyarak mı daha iyi öğrendiği’ bilgisinin, bilmeye dair yoğun bir dürtüye sahip olduğunun ve iyi olduğu alanların basit bir dille ve örneklendirerek paylaşılması faydalı olacaktır.” Nasıl bir eğitim izlenmeli? Çocuklarının üstün yetenekli olduğunu öğrenen anne-babaların en önemli ajandaları çocuklarının kapasitesine uygun eğitim planı oluşturmak oluyor. Psikolog Cansu Torun bu konuda da ufuk açıcı öneriler verdi bize. Yurtdışında üstün yetenekli çocuklar ve ebeveynleri için daha varlıklı seçenekler var: tam zamanlı okullar, destek eğitim odaları, türdeş yetenekler odası, kaynaştırma eğitimi, bireyselleştirilmiş eğitim programı, okuldan bağımsız olan zenginleştirme programları, mentörlük desteği ve aile destek programları. Benzeri programlar Türkiye’de de var ancak olması gerektiği kadar yaygın değil. Türkiye’de bu programlar BİLSEM, illerde bulunan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Kültür ve Turizm İl Müdürlükleri, üniversiteler (
psiko-motor alanda veya sanat alanında yetenekli olduğu belirlenen öğrenciler için) ve özel dernekler (hafta sonu eğitimleri) tarafından yürütülmekte.
Öğretmeniyle işbirliği kurun
Var olan bu seçenekler ışığında, çocuğunuz hangi okulda (devlet okulu, özel mektep veya üstün yetenekliler okulu) olursa olsun öncelik öğretmeninin çocuğunuza sunduğu koşullarda olmalı. Çocuğunuzun öğretmen(ler)inin üstün yetenekli bir çocuğu anlayabilme ve destekleyebilme kapasitesine sahip olması çocuğunuzun eğitim planını yaparken dikkat etmeniz gereken önemli bir unsur. Araştırmalar, üstün yetenekli çocuklarla çalışma eğitimi almış öğretmenlerin bile vakit zaman yetersiz kalabildiğini gösteriyor. Diğer yandan, çocuklar için aidiyetlik ve güvende olma hissini duyabildikleri bir okulda olmak hem öğrenme süreçleri hem de
kişisel gelişimleri üzerinde müspet etkiye sahip. “Eğer çocuğunuzun gitmekte olduğu okulda mutlu olduğunu, bilme isteğinin karşılandığını, onu anlayan ve destekleyen öğretmenlere ve kapasitesini göstermesine izin veren bir düzene sahip olduğunu düşünüyorsanız, okulu değiştirmemenizi öneriyorum. Okulu değiştirmek yerine, çocuğunuzu üstün yetenekli çocuklar için düzenlenen hafta sonu kurslarına gönderme seçeneğini değerlendirilebilirsiniz” diyor Cansu Torun.
Diğer öneriler...
Bu noktada anne-babalara düşen belki de en büyük görev çocukların kendilerini geliştirmeleri için uygun ortam sağlamak oluyor. Psikolog Candan Torun'un bu konudaki önerilerine kulak veriyoruz:
- Kanadalı psikolog Francoys Gagne’ni deyimiyle, çocuğunuzun hayatında “katalizör” rolüyle onun keşfetme ihtiyacını karşılayabileceği, güçlü olduğu becerilerini ve alaka alanlarını gösterebileceği ve geliştirebileceği koşulları (çalışmalar, aktiviteler, ek destek gibi) oluşturmalısınız. Örneğin çocuğunuzun görsel becerileri güçlüyse ona bir fotoğraf makinası veya maketler, yapbozlar alabilirsiniz, sözel becerileri güçlüyse ilgisi çeken alanlarda kitaplar sağlayabilir ve/veya hikayeler yazmasını teşvik edebilirsiniz.
- Çocuğunuzun okuldaki hayatının da -akademik, sosyal ve duygusal açılardan- takibini yapmalısınız. Çocuğunuzun test sonuçlarını öğretmenleriyle paylaşmak, okuldaki durumu hakkında öğretmenleriyle sık sık görüşmek ve işbirliği içinde olmak süreci yönetmenizi kolaylaştıracaktır. Araştırmalar, ebeveynleri mektep hayatlarına dahil olduklarında, üstün yetenekli/zekalı çocukların akademik ve duygusal alanlardaki iyi olma hallerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
- Bir de unutulmaması gereken gerçekler var: Çocuğunuzun yeteneğinin ötesinde bir kimliği olduğu, başarıları konusunda hala takdire ihtiyacı olduğu, öğrenme sürecinde hatalar yapabileceği, her alanda üstün yetenekli olamayacağını ve her çocuk gibi hayatını yönlendirebilmek için ebeveynlerinin rehberliğine ve desteğine ihtiyaç duyduğu. Üstün Yetenekli Çocuklar Ulusal Birliği (National Association for Gifted Children) genel müdürü Peter Rosenstein, “üstün” kavramını sadece bu çocukların farklı şeylere ihtiyaçları olan çocuklar olduğunu belirlemek için kullandıklarını özellikle vurguluyor.